18.06.2012

Bebeklerimin Katili Benim


Geçenlerde yazdığım ve çok sevdiğim bir şiirin artık aramızda olmadığını fark ettim. Çok, çok üzüldüm… Çünkü bilgisayarım format yemişti ve kurtarabildiğimiz bilgilerin arasında eski yazılarım olmadığını da tek kayıtlı yer olarak ilk yazdığım defteri attıktan sonra bu durumu fark etmem, artık benim için geri dönülmez bir yola girdiğimi gösteriyordu. Resmen geçmişe Niyazi diyorlar, mis gibi şiirim de Niyazi oldu.

Herkes şiir paylaşıyor bloglarında ben de kendi şiirimi paylaşacaktım ve gerçekten beğendiğim bir şiir olacaktı bu, öyle ki beğenmeyen birisi olduğunda kabahati asla eserimde değil karşımdakinin anlayışsızlığında bulacaktım. Bu kadar da kendisine güvendiğim bir şiirimdi. Bazen çok yetenekli olabiliyorum.

Ne yapacağım peki ben şimdi? İşte bazı şiirler gibi insanları da çöp kutusuna atıyoruz, sonra bulamıyoruz.

Hayatın bir “Geri Dönüşüm Kutusu” olmalı. Yazalım bunu bir kenara, hoş oldu.

Ben de eğlencesine kendi katlettiğim bebeklerimin fotoğraflarımı koydum bu yazıya. Bebeklerle kurduğum güzel, entrikalı, evli, çocuklu ama haşin dünyamı kendi kendime mahvettim de geriye bunlara benzer kırıntıları kaldı. Bunlar da dünyamın sembolleri olsun. 


Bu arada ilk koyduğum fotoğrafta oynanmamış hali de gayet korkunç olan bu palyaçomun, fotoşopla iyice Pennywise’a benzemesine ne demeli? Korkarım palyaçolardan ben. 
Neyse işten çıkmam lazım, yarına görüşürüz… 

1 yorum:

  1. yaaa! her çarşamba şiir günüydü. of ne güzel olurdu senin de kendi yazdığın şiiri paylaşman. waow derdik yani insanlar yazıyor :)) of içlendim ben de bildiğin. neyse niyazi olmaz peyami olur, başka bi'şiir olur :) ayrıca ilk palyaçoyu mıncırdım! :)

    YanıtlaSil