25.09.2012

Cheers

Sevgili arkadaşlar nasılsınız? Ne zamandır bloğuma gerektiği özeni gösteremiyorum, farkındayım. Peki, bu aralar neler yaptım onları anlatıyım…

Bir kere kış geliyor ve bunalımdayım, insanlar hava soğuyor ne güzel falan diyor, hem de 1 kişi değil 2 değil… Herkes mi delirdi?

 Neyse… Hafta ortasında geçen Çarşamba arkadaşım meyyali isimli mekanda sahne alıyor ona gittik, gayet hoş güzel bir ortamdı, kendisi de çok başarılıydı canım benim şimdi reklamını yapmasam olmaz : ) Kendisi her Çarşamba Meyyali isimli mekanda! Mekan da çok hoş ama biraz ters mi sanki? Arabayla gidince trafik feci, metro ile ulaşımın çok daha rahat olduğu su götürmez bir gerçek. Ama ambiyans çok hoştu.


Ben Türkçe şarkı bilmiyorum bunu anladım, tamam her yabancı şarkı da şakır şakır hafızamda sayılmaz ama, insan nasıl hiçbir şarkıyı tamamıyla bilmez? Mikrofon bana geldi mi çoheycanlanıyorum :/

Geçen gün Eskişehir’den gelen “Dj dostumun” yıllardır bakmadığım tozlanmış tarot kartlarını çıkartıp, falına baktım. Fotoğraf da mevcut… Çok heyecanlandı kendisi, bense kartların anlamını bilmediğim gibi kitaba bakıp okudum falan. Yine de çıkıyor yahu çok enteresan.
Çok başarılı olacakmış sonuç bu : ) Olsun olsun…

 Ya acaba her şeyi bırakıp, kafelerde tarotçu-falcı mı olsam. Ama öncelikle kartların manasını tam anlamıyla çözmem lazım : ) Bunu bir çözeyim, işte fal bakmaya başlayacağım artık sizler de gelirsiniz, hı olmaz mı?!


Bu arada White Russian konusunda uzmanlığımızı arttırdık, master dagree olduk, sırada yeni kokteyller olacak onları da burada paylaşacağım çılgın fotolarla : ))

Şerefe sevgili okuyucular, şerefe!

14.09.2012

Bakacak olursan Alice de pek masum sayılmaz bence

can you imagine hating your life so much that you make sure you bring an extra razor?



Stay izleyen var mı? Ben filmi anlamadım?

Gelgelelim hayatın basit olması onu kesinlikle daha güzel kılıyor. Basit iyidir.

Geçelim

Bu şarkıyı dinlediğimde kendimi Alice, mekanı Harikalar, bakkal amcayı tavşan zannediyorum. Bazen çok yol kaybediyorum, bakkal amcalar iyi yol gösterici olabiliyorlar.
Eğer harikalar adlı bir diyardaysanız ismine aldanmayın, çünkü bence rezalet. Adam gibi oradan buraya gidebilmek için, o kapıdan bu odaya girmek için bile hap kullanmak gerekiyor, çok tehlikeli. Hapçı olabilirsin yani, ve kafan hep dumanlı… O yee.

Yoksa lütfen ama gerçekten yumurta adamın gerçek bir yumurta olduğunu sanmıyordunuz değil mi?

Alice bildiğin bu dünyada ama kızın psikolojik sorunları var ve paso ilaç veriyorlar ona, bu nedendir ki Jefferson Airplane “feed your head” diyor. Yoksa düşün mantıklı bir adamın mutlu olması mümkün mü?

Sosyal paylaşım alanlarında kendi yaptığım bir hata yüzünden bir arkadaş burcum geneline rezalet bir yazı yazmış. Kötü yapmış, her aynı burçtan insan benim gibi olacak diye bir şey yok ki?! Ben onun namına sizlerden özür diliyorum, hep benim yüzümden… Yani mesela benim burcumdan bir arkadaşım var o gayet iyi. Böyle arada yaşadığımız talihsizlikleri bir burcun üzerine atmayalım ayıp oluyor.  Ama kusura bakmayın da şahsım oğlak burçlarından nefret eder. Benim alanım benim nefretim ben de yazayım bari, savunacak olan varsa yorum yazabilir neden yazmasın?

Dedektif olsam Holmes olabilirmişim. Gerçekten… Basic bi Sherlock ama öyle pantolondan meslek, özel ilişki hareketliliğini tahmin edecek kadar değil. Yine de işte çevreme yetecek şekilde. Karınca kararınca…

Bu arada okuyan var mıydı bilmem ama yeterilik sınavı sonucum gayet iyi geldi. Yani zekiyim, yani sanırım. Öhöm :)

Bugünlük başka bir şey demeyeceğim. İyi geceler…

12.09.2012

Meyhane Masalarında Kahrolacaksın

Hayat hiç istediğim şeyleri getirmiyor gibi geliyor bana, bazen de çok ters zamanlarda doğru şeyler oluyor, doğru yer doğru zaman diye bir kavram var ya, işte o.
Geçen gün 2 aynı kavramın aslında 2 farklı kavram olduğunu fark ettim ama konumuz bu değil.

Evde yalnız yaşamaktan çok korkuyorum, çünkü yalnız yaşamayı seviyorum, bunu hayatıma birine dahil etmekten çekinecek kadar abartabilirim, olabilir bende böyle bir şey.

Sözlükte herkesin eleştirdiği videoları izliyorum, hayat böyle geçip gidiyor, işse biraz yoğun gibi. Pazartesi mesela bir cinnet eşiğindeydim, normaldeyse durgun.

Dün hastalanır gibi oldum, hastalanmadım mesela.

Ya ben aslında ne diyeceğim biliyor musunuz?

O çemberler var ya, ben hepsinden ayrı nefret ediyorum.

8.09.2012

Yaşamak İstediğin Herhangi Bir Gün



Sevgili fundanın olmasını istediğiniz günü yazın temalı yazısından yola çıkarak…

Bugün eğer gerçekten istediğim şeyleri yapabilseydim sanırım geçmişinden ve geleceğinden bağımsız bir noktada duran bir gamze olmam gerekirdi. Çünkü bir kişi gelecek rotasyonunu belirlediğinde Batmanin kullandığı şu ipin ucunda duvara mıhlanan o alet var ya evet onu bir yere fırlatıyor, aletin kendisi de elinde olduğundan ancak o ipin izin verdiği şekilde hareket edebiliyor. Bazen aletin düğmesine basıp kendini yukarı çekebiliyor bazense basamıyor ipin ucunda sallanıp duruyor.

İşte o gün olsaydı eğer, istediğim bir günü yaşayabilseydim ben kendi kurguladığım bambaşka bir günü değil de yağmurda sırılsıklam olduğum MFÖ konserinde yanında arkadaşım efervesanla o günü tekrardan yaşamak isterdim. O günkü kayıtsızlığımı, arasam telefonun ucunda olan sevdiğimi ve sevdiğim kişinin varlığını belki biraz daha hissetmek isterdim. Keşke ona ne kadar özel olduğunu söyleyebilseydim. İşte o gün de bunu da yapmış olurdum muhtemelen.

Ben hayalimdeki günü kelimelere dökemiyorum, bilmiyorum tek bildiğim istediğim bir günde gelecek kaygılarından bağımsız, içmeden sarhoş, öyle umutlu, öyle sevgi dolu, öyle sevilen insan olmak.

Bir de saçlarım daha uzun olurdu muhtemelen. 

İstediğin günü yaşa mimi beni çok hüzünlendirdi nedense, o nedenle daha fazla yazmayacağım.

Sadece demek istiyorum ki bazen hayalimizdeki günleri zaten yaşıyoruz, keşke farkında olarak yaşasak...

4.09.2012

Kısa Kısalar ve White Russian


Uzunca bir ara verdim blogdaşlarım ama kısa kısa neler yaşamışım onları yazacağım. Bir sonraki postum da umarım cevaplayamadığım mimlerim olacak, çok özür diliyorum efem şimdiden. Çünkü çok hoş konu geldi, yazcam banane özendim :)

Kısa kısa yokken neler yaptım, ufak bilgiler...

1)Bu aralar kınalara gidiyorum hep. Her günümüz kına efenim. Hepsi de en yakın arkadaşlarım. Böyle ard arda evleniverdiler, yalnız bırakacaklar bizi çok koyacak çooook…

2)Kınalara gitmekten diğer arkadaşlara vakit ayıramıyorum, dalga zannediyolar. Yahu kınanın akabinde bir düğün olur değil mi? Koştura koştura kınasına gittiğim kişinin düğününe gideceğim yani “kına sayısı x 2” olacak bu işin formülü bu. Şimdi de düğünlere gideceğim diye ekiyorum, böyle böyle yoruluyorum.

3)Asıl bomba geçen gün arkadaşın evinde White Russian yaptık onu da unutmadan söyliyim. Bomba olmayabilir belki ama bir yıldır hazırlayacağız! dediğimiz içkiyi anca yapabildik, yani bizim için bomba.

Kasçaz Avrupai olcaz, kro kro uzman tv içki yapımı izlemiycez diye gittik ecnebi siteden aldığımız tarifle bir yapalım dedik, mahvolduk mahvolduk öyle böyle değil. Gözünü sevdiğimin yerli barları, vallahi de mis gibi yapıyorlar. Nasıl bir boğaz yakmadır o; kahlua sen nasıl bişiysin, votka sen nesin aq yaa ve siz ikiniz birleşince ne menem bir şey oluyorsunuz allasen?!

Bizim tarifimiz bu, he uymuyorsa size çok da fifi. Ölçümüz shot kadehi.



Oricinal                                                                       Gamze ve Tayfası usulü
1 ölçü votka                                                                      1ölçü votka                                                      
1 ölçü kahlua                                                                    1 ölçü kahlua
1 ölçü süt                                                                          1 ölçü süt
Yarım ölçü krema                                                             Yarım ölçü krema

Şimdi evet fark yok farkı söyliyim. Orijinal one da bu ölçüyü yapıp içiyorsunuz. Benim usulümde ya da bizim diyelim, bu karışımı büyük bir bardağa koyuyorsunuz bu da 3/2 si doluyor üstünü sütle ve buzla tamamlıyorsunuz. Başka türlü içilmiyor çünkü. Zaten evde bir buz kıtlığı yaşandı, yan komşudan buz ithal edene kadar “içeriz ya biz bunları” dedik ve tükettik efem…
Bir de denerken içmekten ve zaten tatlı olan bir içkiyi brownie ile yememden ötürü içim bir bayım bayım bayıldı, koştur koştur bira aldık, iyi geldi. Yine de bir dahaki sefere kesin bir zafer bizi bekliyor olacak ama bir dahakine mojito ya da sex on teh beach denemeyi planlıyorum…

4)Tüm bu alkolik hikayeden sonra bahsetmem uygun olmasa da ailevi sağlık sorunları var, ama düzelecek umuyoruz. Canlar ona sıkkın, annem de yok desteğe gitti. Sorun gözükmüyor her şey iyiye gidiyor ama hastalık işte insanın keyfini götürüyor neticede.

5)Otuzlu taşlara adım adım ilerliyorsanız ve anneniz evden bir haftalığına uzaklaşınca hafiften bir panik yapıyorsanız bir sorun var mıdır? Vardır evet kesinlikle. İnsanın tipi çocuk olur da hali de mi çocuk olur? Oluyormuş efenim. Annem beni çok el bebek yetiştirdi çooookkk…

6)Diğer özel konularda gelişmeler var ama gelişemeden bitmesinler diye şu anda anlatmıyorum. Göz var efendim gözzzz!! Kader, kısmet.