Yaygın şarkı anlayışı “geçti, bitti, unuttum, bensiz bir hiçsin, başkasını sevemeyeceksin, dizlerinin üstüne çökecek köpek gibi yalvaracaksın” tarzı şeyler. Ya da bir şekilde kaderin oyunu sonucu bu şarkılar tutuyor bilemiyorum. Ama mevcut durum, arz ve talebin kesiştiği nokta, piyasa dengesi bu: “Serdar Ortaç”.
Kendimse daha çok zavallı, bedbaht, köşesine çekilmiş, aşkından derbeder olmuş şarkıları tercih ediyorum hep. Ben kalkıp da birine “benden sonra sevemeyeceksin” deme cesaretini kendimde bulmam, bulamam. Hayır yani sevebilir, olur mu öyle şey? Kim kimi unutamamış, kim kimi beklemiş? Ama ben bu bekleyiş esnasında içime gömülmeyi, melankolik melankolik takılmayı daha uygun buluyorum.
Mesela yas tutmanın 5 evresi şok, inkar, öfke, pazarlık, depresyon bende şu şekilde:
1) Şok, 2) ekstra şok ve kabulleniş 3) kabulleniş, melankolikleşme ve depresyon 4) depresyon ve isyan 5) isyan ve inkar. Yani pek yolunda gitmiyor…
Neyse ki tüm dünya “bambaşka biri, i will survive” mantığında değil de, arabeski ayrı tutarak, psikolojime uygun şarkılar bulabiliyorum.
Psikoloji demişken böyle nasıl diyeyim herhangi bir acı yaşarken yüreğiniz sıkışır, böyle bir tuhaf, böyle bir rezalet hissedersiniz ya kendinizi; işte tam bu şekilde kendimi ifade edebildiğim şarkılar buldum. Bunalımı birkaç level yükseltecek şekilde. Ben buldum da bulamayanlar için de paylaşayım dedim. Komple bir albüm olsa çok kasar diye de az şarkıyla yetindim.
Björk (So Broken)
Björk burda kendini parçalıyor farkındaysanız. Bjork genel olarak şarkı söylerken kendini paralar zaten. Ama burada kendisinin absürd bir taklidini yapmış gibi daha da bir paralıyor. Aslında ben bu şarkıyı enteresan, yeni bir bakış açısı, sanatsal özelliklerinden dolayı değil bas baya beğendiğim için dinliyorum. Çünkü acı çeken bir kadın var ortada ve öyle acı çekiyor ki bu şarkıya olağanca yansıyor. Bu benim için yeterli. Sonlara doğru daha da güzel oluyor hele o şarkının bitişindeki -spoiler veriyim- “dippala daddi didi babara dam dam daammmm” kısmı; “kalbim kırıldı ve delirdim evet” şeklinde şarkıyı özetliyor.
Rebekah Del Rio (Llorando)
Rebekah Del Rio’nun bundan başka şarkısını bilmem etmem. Bunu da zaten kapasitesinin %20 sini anladığım Mulholland Drive’da duyduğumda hemen bağrıma basmıştım. Zaten filmin de en etkileyici sahnesi buydu, diğer sahnelerini de pek hatırlamıyorum. Hele en sonundaki auauauau şeklinde bağrışmaları taklit etmeye çalışmak çok zevkli.
Maria Callas (La Mamma Morta)
Bu şarkı üstteki iki şarkıya nazaran biraz daha kodaman kalıyor itiraf etmek gerek. Hani bir liste yapılsa bu şarkıların arasına Maria Callas konmaz bence ama ne yapalım, bu şarkıda içli şarkılar arasına koymakta bir beis görmedim. Bu şarkıyı da büsbütün philadelphia filminde dinlemek mümkün. Zaten bu eseri bilenlerin çoğu da, ben de dahil olmak üzere, bu filmde öğrenmiştir sanıyorum. O Oscar heykelciğini ilk kucaklayışın biraz da bu filmin “La Mamma Morta” sahnesi sayesinde Tom Hanks’çiğim.
-------------------------------------------
Her neyse, insan ayrıldıktan sonra duygularının çok ulvi olduğunu sanıp da artık hayatını çaresiz, şaşkın ve ne yapacağını bilmez bir şekilde geçireceğini düşünse de, hepsi bir şekilde geçiyor. Ne de olsa hepimiz birbirine denk ve özdeş duygular içinde hayatımızı geçirip, gidiyoruz. O nedenle belki daha az içlenip, daha çok gülmek gerek. Ben tüm bu şarkıların arasında kendime en yakın bulduğum, naif, kırılgan Skeeter Davis (The End Of The World) şarkısıyla “ayrılık” ana temalı yazımı burada noktalıyorum.
P.S.:Çok ağır spoiler içermekle birlikte söz konusu şarkı “Girl Interrupted” filminde Daisy’nin intihar ederken fon müziği olarak seçtiği şarkıdır. Bence de “intihar fon müziği” olarak gayet gideri var. Daisy rolünde Brittany Murphy’nin de genç yaşta vefat etmesi ayrı bir trajik olay bence. İyi dinlemeler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder