“And the oscar goes toooooooo”
Şak şak şak –alkışlar- ahh çok
teşekkürler, teşekkürler –hıçkırıklar arasında- bu ödülü –öhöm öhöm- bu ödülü…
Ya onu bunu bırak da bu arada kırmızı halıda güzel görünücem, dik durucam derken
nasıl belim koptu, nasıl belim koptu anlatamam… Makyajım iyi mi?!”
Şu anda istikrar içinde yaptığım
şeylerden biri de –diğeri sağlıklı beslenmeydi- saç bakımı ve saçının uzamasını
sabırla beklemek olan ben, tüm kariyer planlarımı askıya almış ve sefil bir
halde hayatımda ilerlerken, kimse gitmez diye “hadi bu hafta sonu operaya
gidelim kültürümüze kültür katalım” düşüncesiyle sevgili bir arkadaşımı haince
kandırıp, opera görevlisine sorduğum “bu operaya bilet almak istiyorum” soruma
“hanımefendi ona bilet kalmadı ki, çıktığı gün biletler tükeniyor” cevabını
alıp hüsrana uğradıktan sonra kararımı vermiştim. Evde oturup kahve felan
içecektim…
Ya bi de kültürsüzüz eğitimsiziz
olur ya muhabbetlerde. Bu ne biçim iş ben anlamadım? Neymiş efendim üye olmak
gerekiyormuş siteye oradan takip edecekmişim, gününde alcakmışım,
bekliycekmişim falan filan.
Allah’ım entelektüel olmak neden
bu kadar zor ve ızdıraplı?
Bu kadar çaba harcayacağımdan
mütevellit kendimi daha az çaba harcayacağım uğraşlara yönlendirdim. Evde oturup, sosyal olarak aktif gözükmenin en iyi yolu
olarak olabildiğince film izleyecektim. Ancak nereye kadar... Ya nasıl da
motive olmuştum, resmen içime oturdu.
****************************
Bu aralar Oscar ödülü pek can sıkıcı. Geçen yıl Natalie Portman bile
ağlamadı mesela. Hani biraz sesi titredi falan belki ama kesinlikle beklediğim performans bu değildi. Hatta Sandra
Bullock bile aldı. Zaten o zamandan beri de izlemiyorum bu ödül törenini. Yahu
kadın çıktı sanki her sene Cannes’dan falan ödüller topluyormuş, her sene ayrı
bir adaylık alıyormuş gibi bir de espirili bir konuşma hazırlamıştı densiz. Sonunda
da yalandan sesini titretiyor falan hepten bitti gözümde. Yani Sandra Bullock
bile ödül aldıysa “C’mon meeeeenn”
Bu sene (2012 academy awards) Meryl Streep kazandı. Zaten hep o Oscar hep
ona gidiyor, artık hazırda olan konuşmasını revize felan ediyordur. Of
ne kadar sıkıcı!
Ben açıkçası böyle bir Halle
Berry performansı bekliyorum her Oscar alandan. O nasıl bir şaşırma, nasıl bir
mutluluktur, nasıl ağlamaktır salya sümük, nasıl çığlıklar atmadır! İşte ödülü hak
eden o! İşte aldığı o ödülün değerini bilecek olan o! Gitsin istediği kadar
James Bond’da oynasın, daha da kar amaçlı atıyorum Mission Impossible’da
oynasın benim gözümde Oscarlık aktrist o!
Kıyafetler de ne paçozdu bu sene,
hiçbirini beğenmedim. Bayıcı olmuş iyice benim gözümde daha da bitti Oscar!
Bunun dışında tek pişmanlığım
Hugh Jackman’ın Oscar performansını birebir değil de, ordan burdan parça parça
izlemekti. Sen nasıl bir şeysin öyle Hugh? Sana da buradan pozitif bir “c’mon
meeeen” yolluyorum; bir şeyde de iyi olma be adam! Born to be an artist.
P.S.: Benim eskilerden, yenilerden bir aktrist olarak idolüm Vivien Leigh'tir. Bayılırım bu kadının her bişeyine. Kendisi Scarlett O'Hara rolüyle oscarı kapmıştır. Ancak en iyi rol yapma ödülünü alırken bile rol yapması biraz garip. Şu konuşmaya bakın yani, bir izleyin. Kadın belki gerçekten çok asil de ondan bilemiyorum.
Her neyse biraz da eskilerden olsun dedim. İyi seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder