Okuma alışkanlığımı geçen eylül ayında
yeniden kazandım. İlk okuduğum kitaptan sonra hemen “Vikitap”a üye oldum ki,
alışkanlığımı tekrardan kaybetmeyeyim. O günden bugüne 20 kitap okudum. Ki bu
sayı sanırım son 5 yıldır okuduğum kitap sayısı toplamı. Çok acı biliyorum ama
zararın neresinden dönersek kardır. Ben de sonrasında bazılarını ayrıntıyla
yazmayı planladığım bu kitapların bir kısmını kısa kısa paylaşayım istedim.
Fİ-Çİ-Pİ
O kadar yazıldı bangır bangır reklamları
döndü okunmasa olmazdı. Serinin gerçekten bu kadar ünlü olmayı hak ettiğini
söyleyebilirim. Hatta bununla ilgili özel olarak bir yazı yazmayı bile
planlıyorum. Çok güzel karakterleri, insanı düşündüren, hayatını sorgulatan bir
yapısı var. Potansiyelini keşfet diyor kitap bize, çabala çabada ol. Sev, acı
çek, acınla öğren ve geliş. Sanatın değerini bil. “sanat canınızı kurtarmaz ama
kesinlikle varoluşunuzu kurtarır, sizi yaşarken ölmekten kurtarır! Çünkü insan
takipçi değil, keşifçi olarak tasarlanmış bir organizmadır.” diyordu
Kohen. Özgürlüğün sahip olunamamanın
değerini anlatıyordu, buna reklamlar, mal-mülk, şöhret-servet gibi kavramlar da
dahil olmak üzere. 3 kitap nasıl bitti anlamadım. Bazı düşüncelerimin
değiştiğini hissettim, kendimin bir kısmımın değiştiğini hissettim. O nedenle
bu seri tamamen ayrı bir yazıyı hak ediyor.
Uçurtma Avcısı, insanı üzen, geren,
mutsuz eden, ağlatan aslında oldukça rahatsız edici bir kitap. Eğer
okuyorsanız, hayatınızın dertsiz tasasız bir döneminde olmalısınız ki,
hayatınız asgari boyutta etkilensin. Yeniden iyi biri olmak mümkün müdür,
mümkündür elbet ama geçmişte insanların kalbinde açtığımız yaralar sarılır mı,
hataların etkisini yok edebilir miyiz? Pek sanmıyorum.
Bunun dışında roman Afganistan’da geçtiği
ve dönem olarak bir çok geçiş dönemini içinde barındırdığı için de önemli ve epey
bilgilendirici bir kitap.
Murakami benim ta ilk blogta yazdığım
zamanlarda herkesin elinden düşürmediği yazarlardan biriydi. En sonunda ben de
okudum orley be! Sanırım elimde olmayan 3, zihnimde olmayan 4 kitabı kaldı. Ama
azmimle bitireceğimi düşünüyorum hepsini.
Büyülü Gerçeklik tarzı tam benim tarzım, hele işin içine bilim kurgu
girdi mi, hele de eğer böyle yarım yamalak ortada kalan konuları ipuçları
bularak çözmeye çalışıyorsam... I love
murakami. Yazar için de ayrı bir yazı yazılacak!
ORHAN PAMUK - KAFAMDA BİR TUHAFLIK - CEVDET BEY VE OĞULLARI
Orhancığımın Pamukçuğumun okuyamadığım
ilk kitabı Cevdet Bey Ve Oğulları’nı sonunda okudum, alıp da okuyamadığım
Kafamda Bir Tuhaflığı da bitirince kafamdaki o okuyamama sıkıntısı da hem
kafamdan hem de kütüphanemden kalkmış oldu. Cevdet Bey ve Oğulları’ndaki o
bitmemişlik hissi beni rahatsız etti. Bir sürü karakterin akıbeti ne oldu, öyle
ortada kaldığıyla kaldı. Okurken ben Türkiye’nin bir kesiminin neden böyle
olduğunu anladım. Neden gelişemediğimizi, neden devrimin bir yönüyle boynu
bükük yetim kalıp, bir kesime hiç hitap edemediğini fark ettim.
Belki Orhan Pamuk’u eleştirmek benim haddim
değil ama Cevdet Bey ve Oğulları’nın “tam olacakken olmamış” bir yapısı var.
Anlatmak istediği çok şey var ve bir konudan birine geçiliyor. Birden başka bir
dönemden bir başka döneme atlıyor ve siz aslında bir önceki dönemde hala kalmış
oluyorsunuz ve yeni döneme adapte olana kadar bir kaç bölüm zaten geçiyor. Yine
de okuyalım mı denilirse tabi ki derim. Orhan Pamuk ise konu “tabi ki okunmalı”
Kafamda Bir Tuhaflık ise naif olmasının
dışında orta halli bir roman. Kötü bir roman diyemeyiz ancak başka biri yazsa
bu kadar okunur muydu, o yazarın kariyerinde bir etki yapar mıydı diye
sorarsanız bence yapmazdı. Ülke olarak bir garibiz, bir tuhafız, insan bunu
dışardan bakar gibi yazan bir yazarın gözünden bakınca daha iyi anlıyor. Bu
açıdan da okunmalı. Ekşi sözlükte bir yazar roman için “bir kentsel dönüşüm
romanı” demiş hem epeyce güldüm hem sonuna kadar doğru olduğunu düşündüm.
DÖNÜŞÜM - SİNEKLERİN TANRISI - ÜTOPYA
Dönüşüm, Sineklerin Tanrısı ve Ütopya
kütüphanemde boynu bükük bekleyen eserlerdendi.
Dönüşüm’ü hiç Kafka okumamış biri olarak
çok merak ediyordum ama çok ufak bir hikaye gibi geldi bana. Karakterlerin bir
derinliği yok. Kitap bize insanların çıkarcı olduğunu gösteriyor ki ben ne
yazık ki insanlık hakkında bu kadar kötümser değilim. Gregor Samsa’nın olayına
şu şekliyle katılıyorum ki, hayatta kimse hayatını kimse için feda etmek
zorunda değil. Öyle ki Samsa bir böcek olduğunda bile aile kendilerine bir
hayat şekli oturtabildiler. Yani Samsa’nın sevmediği bir işte çalışmak zorunda
olduğu, bu işte bir köle gibi muamele görmesinin gerektiği gerçeği, tamamen
ailesinin durumu yüzünden kapıldığı bir yanılgıydı. Yine bardağın dolu kısmını
gören ben buradan olumlu bir sonuç çıkardım, her şey olacağına varır : ) Bir de o vücuduna saplanan ve orada çürüyen
elma kısmı çok içimi kararttı. Biri de alamadı o elmayı oradan. O elma oraya
saplandığında sanki benim de elime kıymık batmış ve onu sürekli çıkarmak ister
gibi okudum geriye kalan bölümleri.
Sineklerin Tanrısı herhalde büyük bir
bölümün filmini izlediğini sanıyorum ultra etkileyici bir eser. Bazı insanlar
nasıl böyle teoriler ortaya atıyor da nasıl böyle kurgular yapıyor anlamak güç.
Yazar bir okulda müdür olduğundan insan yavrusunun nasıl da
vahşileşebileceğinin örneklerini çokça görmüş olmalı. Belki doğum anında doğaya
salınsak uyumlu olabiliriz ancak belli bir yaşa geldiğimizde ve henüz belli bir
yaşa gelemediğimizde ailemizin davranışlarını büyüteç gibi abartılı ve acımasız
bir şekilde taklit ediyoruz. Acıma, merhamet ve ölçülü olmamız biraz eğitim
istiyor.
Son kitap Ütopya kitabı ise adı gibi
biraz ütopik. Basit bir mantık üzerine kurulmuş düşünceler, günümüz
finans-ekonomi-milliyetçilik gibi dinamiklerine eşleşince eh yapılması tabi ki
de imkansız. Ancak yazıyı ve kitap özetlerini bitirirken şöyle bir cümle
çiziktirdim kitabın sonuna ki paylaşmasam olmayacak.
“Yurttaşlarının yalamını iyileştirmenin
yolunu onları yaşamın sunduğu bütün zevklerden mahrum etmekte arayan bir kral,
özgür insanlara hükmetmeyi bilmediğini açıkça itiraf etmeli. Her şeyden önce de
kendi beceriksizliğini ya da gururunu bastırmakla işe başlamalıdır”
fiçipi okuyamadım ben yaa sanırım havasına giremedim. diğerleri hep iyi kitap. bakıyom kitap okuma düzeyin çok yüksek heee :)
YanıtlaSilsorma inanılmaz yordu bazıları beni.
Sil