13.02.2016

Okunulan Kitaplar Serisi - 1 Yeniden Okuma Alışkanlığımı Kazandım

Okuma alışkanlığımı geçen eylül ayında yeniden kazandım. İlk okuduğum kitaptan sonra hemen “Vikitap”a üye oldum ki, alışkanlığımı tekrardan kaybetmeyeyim. O günden bugüne 20 kitap okudum. Ki bu sayı sanırım son 5 yıldır okuduğum kitap sayısı toplamı. Çok acı biliyorum ama zararın neresinden dönersek kardır. Ben de sonrasında bazılarını ayrıntıyla yazmayı planladığım bu kitapların bir kısmını kısa kısa paylaşayım istedim.



Fİ-Çİ-Pİ

O kadar yazıldı bangır bangır reklamları döndü okunmasa olmazdı. Serinin gerçekten bu kadar ünlü olmayı hak ettiğini söyleyebilirim. Hatta bununla ilgili özel olarak bir yazı yazmayı bile planlıyorum. Çok güzel karakterleri, insanı düşündüren, hayatını sorgulatan bir yapısı var. Potansiyelini keşfet diyor kitap bize, çabala çabada ol. Sev, acı çek, acınla öğren ve geliş. Sanatın değerini bil. “sanat canınızı kurtarmaz ama kesinlikle varoluşunuzu kurtarır, sizi yaşarken ölmekten kurtarır! Çünkü insan takipçi değil, keşifçi olarak tasarlanmış bir organizmadır.” diyordu Kohen.  Özgürlüğün sahip olunamamanın değerini anlatıyordu, buna reklamlar, mal-mülk, şöhret-servet gibi kavramlar da dahil olmak üzere. 3 kitap nasıl bitti anlamadım. Bazı düşüncelerimin değiştiğini hissettim, kendimin bir kısmımın değiştiğini hissettim. O nedenle bu seri tamamen ayrı bir yazıyı hak ediyor.



Uçurtma Avcısı, insanı üzen, geren, mutsuz eden, ağlatan aslında oldukça rahatsız edici bir kitap. Eğer okuyorsanız, hayatınızın dertsiz tasasız bir döneminde olmalısınız ki, hayatınız asgari boyutta etkilensin. Yeniden iyi biri olmak mümkün müdür, mümkündür elbet ama geçmişte insanların kalbinde açtığımız yaralar sarılır mı, hataların etkisini yok edebilir miyiz? Pek sanmıyorum.
Bunun dışında roman Afganistan’da geçtiği ve dönem olarak bir çok geçiş dönemini içinde barındırdığı için de önemli ve epey bilgilendirici bir kitap.


Murakami benim ta ilk blogta yazdığım zamanlarda herkesin elinden düşürmediği yazarlardan biriydi. En sonunda ben de okudum orley be! Sanırım elimde olmayan 3, zihnimde olmayan 4 kitabı kaldı. Ama azmimle bitireceğimi düşünüyorum hepsini.  Büyülü Gerçeklik tarzı tam benim tarzım, hele işin içine bilim kurgu girdi mi, hele de eğer böyle yarım yamalak ortada kalan konuları ipuçları bularak çözmeye çalışıyorsam...  I love murakami. Yazar için de ayrı bir yazı yazılacak!



ORHAN PAMUK - KAFAMDA BİR TUHAFLIK - CEVDET BEY VE OĞULLARI

Orhancığımın Pamukçuğumun okuyamadığım ilk kitabı Cevdet Bey Ve Oğulları’nı sonunda okudum, alıp da okuyamadığım Kafamda Bir Tuhaflığı da bitirince kafamdaki o okuyamama sıkıntısı da hem kafamdan hem de kütüphanemden kalkmış oldu. Cevdet Bey ve Oğulları’ndaki o bitmemişlik hissi beni rahatsız etti. Bir sürü karakterin akıbeti ne oldu, öyle ortada kaldığıyla kaldı. Okurken ben Türkiye’nin bir kesiminin neden böyle olduğunu anladım. Neden gelişemediğimizi, neden devrimin bir yönüyle boynu bükük yetim kalıp, bir kesime hiç hitap edemediğini fark ettim.

Belki Orhan Pamuk’u eleştirmek benim haddim değil ama Cevdet Bey ve Oğulları’nın “tam olacakken olmamış” bir yapısı var. Anlatmak istediği çok şey var ve bir konudan birine geçiliyor. Birden başka bir dönemden bir başka döneme atlıyor ve siz aslında bir önceki dönemde hala kalmış oluyorsunuz ve yeni döneme adapte olana kadar bir kaç bölüm zaten geçiyor. Yine de okuyalım mı denilirse tabi ki derim. Orhan Pamuk ise konu “tabi ki okunmalı”

Kafamda Bir Tuhaflık ise naif olmasının dışında orta halli bir roman. Kötü bir roman diyemeyiz ancak başka biri yazsa bu kadar okunur muydu, o yazarın kariyerinde bir etki yapar mıydı diye sorarsanız bence yapmazdı. Ülke olarak bir garibiz, bir tuhafız, insan bunu dışardan bakar gibi yazan bir yazarın gözünden bakınca daha iyi anlıyor. Bu açıdan da okunmalı. Ekşi sözlükte bir yazar roman için “bir kentsel dönüşüm romanı” demiş hem epeyce güldüm hem sonuna kadar doğru olduğunu düşündüm.

DÖNÜŞÜM - SİNEKLERİN TANRISI - ÜTOPYA

Dönüşüm, Sineklerin Tanrısı ve Ütopya kütüphanemde boynu bükük bekleyen eserlerdendi.

Dönüşüm’ü hiç Kafka okumamış biri olarak çok merak ediyordum ama çok ufak bir hikaye gibi geldi bana. Karakterlerin bir derinliği yok. Kitap bize insanların çıkarcı olduğunu gösteriyor ki ben ne yazık ki insanlık hakkında bu kadar kötümser değilim. Gregor Samsa’nın olayına şu şekliyle katılıyorum ki, hayatta kimse hayatını kimse için feda etmek zorunda değil. Öyle ki Samsa bir böcek olduğunda bile aile kendilerine bir hayat şekli oturtabildiler. Yani Samsa’nın sevmediği bir işte çalışmak zorunda olduğu, bu işte bir köle gibi muamele görmesinin gerektiği gerçeği, tamamen ailesinin durumu yüzünden kapıldığı bir yanılgıydı. Yine bardağın dolu kısmını gören ben buradan olumlu bir sonuç çıkardım, her şey olacağına varır : )  Bir de o vücuduna saplanan ve orada çürüyen elma kısmı çok içimi kararttı. Biri de alamadı o elmayı oradan. O elma oraya saplandığında sanki benim de elime kıymık batmış ve onu sürekli çıkarmak ister gibi okudum geriye kalan bölümleri.

Sineklerin Tanrısı herhalde büyük bir bölümün filmini izlediğini sanıyorum ultra etkileyici bir eser. Bazı insanlar nasıl böyle teoriler ortaya atıyor da nasıl böyle kurgular yapıyor anlamak güç. Yazar bir okulda müdür olduğundan insan yavrusunun nasıl da vahşileşebileceğinin örneklerini çokça görmüş olmalı. Belki doğum anında doğaya salınsak uyumlu olabiliriz ancak belli bir yaşa geldiğimizde ve henüz belli bir yaşa gelemediğimizde ailemizin davranışlarını büyüteç gibi abartılı ve acımasız bir şekilde taklit ediyoruz. Acıma, merhamet ve ölçülü olmamız biraz eğitim istiyor.

Son kitap Ütopya kitabı ise adı gibi biraz ütopik. Basit bir mantık üzerine kurulmuş düşünceler, günümüz finans-ekonomi-milliyetçilik gibi dinamiklerine eşleşince eh yapılması tabi ki de imkansız. Ancak yazıyı ve kitap özetlerini bitirirken şöyle bir cümle çiziktirdim kitabın sonuna ki paylaşmasam olmayacak.

“Yurttaşlarının yalamını iyileştirmenin yolunu onları yaşamın sunduğu bütün zevklerden mahrum etmekte arayan bir kral, özgür insanlara hükmetmeyi bilmediğini açıkça itiraf etmeli. Her şeyden önce de kendi beceriksizliğini ya da gururunu bastırmakla işe başlamalıdır”




2 yorum:

  1. fiçipi okuyamadım ben yaa sanırım havasına giremedim. diğerleri hep iyi kitap. bakıyom kitap okuma düzeyin çok yüksek heee :)

    YanıtlaSil