İnsan hayatındaki değişiklikler bazen korkuya, endişeye, paniğe ve telaşa neden oluyor. Hani bazen kendiniz için daha güzel olacağını bildiğiniz için bir değişiklik yaparsınız ama bu diğer insanların üzülmelerine neden olur ya, böyle bir kararsızlık yaşarsınız. Yok, aslında yaşamazsınız çünkü ne istediğinizi bal gibi biliyorsunuzdur ama bir sızlanma olur ya hani böyle işte bu duyguyu yaşamaktan nefret ediyorum.
Ama değişiklik nasıl da güzeldir,
nasıl da demiş Woody Allen. Hepimiz bazen değişiklik istiyoruz işte ama o istek
gerçekleşince de muhakkak bir şeyler yarım kalıyor. Hiç “tam istediğimiz gibi”
olmuyor. O yüzden hayatta değişiklik isterken bunların getireceği zorluklara da
hazırlıklı olmak lazım. Keşke küçükken olduğu gibi topu annemize atabilseydik :
(
Bir de bu sıkıntılı süreçte kendimi yemeye vermekten korkuyorum. Elim sürekli bir şeylere gidiyor hep sonradan bırakıyorum. Bu konuda azimliyim ama şu an mutlu değilim kesinlikle.
Sonra içimde milyonlarca ses geliyor tabi ki, bazıları olumlu, bazıları olumsuz. Benim iç sesim çok konuşur ve kafam da her zaman karışıktır. Hatta her şey stabilken bile kafamı karıştırabilme yeteneğine sahibim. Yani yandaki açıklama benim için çok doğru, doğduğu güne herkesinkine "çekici-gizemli-soğukkanlı-anaç" gibi tanımlamalar yapan astrologlar benimkine kafası karışık demiş. Yani aşağıdaki kız içimde sürekli benimle aynı şu aşağıdaki fotoğraftaki gibi konuşuyor. Eminim ki onu ipucu kalmadan öldürebilirim... Yakında.
Konuşan iç ses Gamze'yi takdim edeyim.
Neyse bu cumartesi cumartesi kafanızı şişirdim değil mi, hem benim ne işim var ki evde, neden düşünüp duruyorum ki, bilmiyorum. Mutlu hafta sonları size. Bir de benden tavsiye, çok düşünmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder