Son yıllarda gittiğim en garip konser Russian Red konseriydi. Aslında teknik olarak çok da
garip sayılmaz oysaki garipti. Garaj İstanbul’da sahne alan Russian Red’i bilip
bilmeyen herkes gelmiş, konser sanki detone manyağı, akor özürlü hem gitarist
hem şarkıcı birinin sahne aldığı izbe bir bar ortamına dönmüştü. Bunları niye
mi anlatıyorum, yazık oldu kıza ondan. Yapmayalım böyle şeyler.
Oysaki Russian Red süper bir rujdur, kendisini
konserden sonra Mac cosmeticten temin ettim çok da memnunum. Bu ruja saygı
olarak kadın, kadına saygı olarak konser edeple izlenmeliydi; kadını duyamadık
yahu. Neyse…
Hayatta farklı olmak için neler yapıyoruz ya, ki
aldığım Mac ruj bunlara dahil değil, bunların yanında çok sıradan. Ben buradan
yaptığım manyaklıkları anlatıp kimseyi üzmek, kimseyi “neden benim hayatım bu
kadar sıradan” diye perişan etmek istemiyorum. Anlatmıyorsam nedeni hep bu
sosyal sorumluluk bilincimden. Bir de nedense insanlar blog yazılarımdan
sevimli olduğumu düşünüyorlar baktım, oysaki sevimli falan değilim, çok asiyim.
Asiyim diyorum size!
Asilik de herkese göre farklı, herkesin asiliği
kendine, izafi bir kavram asilikten ne anladığına bağlı. Ne kadar uç yaşarsan
yaşa (o kadar uçum diyorum size) sonunda toplumun sevdiği gibi insanlar olmak
sıradan olmak istiyoruz ya, bu noktada hayatı hep Bukowski’nin gözlerinden
görmek istiyorum. Çok da Bukowski okuduğumdan değil, ama bizim küçümsediğimiz
insanları o seviyor öyle değil mi?
Hayatı, işini severek yapan bir porno yıldızının
etik değerleriyle yaşasaydık acaba nefretle yaptığımız yargılamalar daha mı
bağışlayıcı olurdu? Ya da saygı duymak için çok da zor prosedürlere uymak
zorunda kalmaz mıydık acaba? Sevilen birer Chuck Palahniuk kitabı karakterleri
olurduk, üstüne bir de saygı görür müydük? Yok daha neler…
Herkeste gördüğüm Rayban Wayfarer gözlüklerini
geçen gün taktım, ama yakıştı da napıyım ve aldım. İşte o kadar farklı olmak
için yırtın sonra da git herkeste olan şeyi al. Hala klişeyim, hala banal…
PS: Epi topu hepimiz standart insanlarız işte.
Şu sıralar Palahniuk'ın Survivor'ını okuyorum. İyi geldi yazı :)
YanıtlaSilBu aralar ne okuyorum, ne yazabiliyorum çok yoğunum. Bloguma bile anca bugün bakabildim bir yazı yayımladım. "Kadına ilk taşı günahsız olan atsın"a getirecektim ama getirememişim :( Çok "aklımdan ne geçiyorsa onu yazdım" yazısı olmuş idare edip beğendiğine sevindim =)
YanıtlaSil