Gerçi ben bu postu yazıp
yollayana kadar bi öğlen oldu ama olsundu.
Hava gene bir bulutlu, gene
kapalı… Tamam, mart kapıdan baktırır ama o da bir yere kadar! Ben böyle bir
bunalımlı kış geçirmedim arkadaş, her kış bir öncekinden daha kasvetli sanki.
Haksız mıyım? Büyüdük ya hep bundan böyle bence.
Tatil planımı yapmanın verdiği
huzurla şu birkaç günümü ya sabır yaaaaa sabırrrrrrrr diyerek geçiriyorum ama
bir yerden patlayabilirim. Bir insan ne kadar yoga yapsın, pozitif düşünsün,
işi giderek daha az stresli olsun yine de tatil yapmayınca olmuyormuş. Ben bu
yıl bir uzaklaşamadım ya İstanbul’dan bunalımım ondan bence. Sinirler gergin. Ancak
geçenlerde havuzu bir o yana bir bu yana tavaf ederken fark ettim ki, denizlere
hazırım! Kondisyonum yüksek.
Tatil yapmak da bir maliyetli…
Ne kadar ucuz, ne kadar konfor aramasan bile bir yere kadar oluyor. Sonrasında off şimdi o çekilmez, of burda
yatılmaz, ne otobüs mü yok allasen derken yine bütçeleri zorluyor. Aman
bütçeler zorlansın sinirler zorlanmasın efemm..
Önceki tatillere bakarken bu cafede çekildiğimiz fotoğrafı gördüm, içerisi supernaturalden fırlamış gibiydi. Hayaletli cafe :)
Bu aralar bir filmler
seçiyorum, bir filmler seçiyorum; hepsi birbirinden iğrenç çıkıyor, Bir diğer
postum bu filmlerle ilgili olacak hehe. Bir absürdler, bir tuhaflar.Tavsiye etmiyorum hiçbirini, maksat bir yerden görüp de izlesem mi diye düşünecek olursanız düşünmeyin diye. Hehehe yok şaka şaka.
Tam size derken güneş hafif
hafif çıktı, hadi bakalım :) İyi günler dilerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder