1.03.2013

Çaycı Abla 2


Daha önce sizlere çaycı abladan bahsetmiştim. Çaycı Abla'da gelişmeler var. Resmen hiçbir yerde duyulmamış kelimeleri tutup çıkartıyor ortaya. Biz artık bu kelimelerin gerçekte var olmadığını tamamen hayal ürünü olduğunu düşünüyoruz. Bizim memlekette böyle deyip işin içinden hoop çıkıveriyor. Geçen gün üşenmedim söylediği bir şeyi Google da tırım tırım aradım, bulamadım. Yani hiçbir yerde kullanılmayan kelimeler… Sorsan köyünde bile bilen yok yani o kelimeleri, hatta annesi babası bile bilmiyordur buna eminiz artık. ÇADK “Çaycı abla Dil Kurumu” olarak yeni bir lügat oluşturmuş, bizi de yiyor, biz de kanıyoruz keko keko…

Geçenlerde kakaçlama dedi mesela. “Soğuktan ellerin kakaçlanmış kızzzzz”. Yine suratta O_o ifadeleri. Hani öyle kendinden emin, öyle rahat bir ifade kullanıyor ki sanki “Ali ata bak” demiş de biz anlamamışız. Sanki İngiliz’e “This is a pencil” diyor. Kakaçlamak ne ola ki? Muhlama gibi bir yemek mi? Matematik yeni bir deterjan mı?!

Yine yeni bir meyve olarak keba hurması da hafızalarımızda yer aldı. Bir de Kaaaabe hurması şeklinde okunması gerekirken kabe hurması diye okusa neyse. Kabe oldu Keba hay allam.

Yine bu çaycı ablamız bir ustayı sevmiyor, başı onunla belada resmen. Adam da gıcığın teki tamam da ablanın bu ustayla maceraları da kitap konusu… Ayşegül çay dağıtıyor kitabı olacak cinsten macera dolu. Neyse ablanın dedikodularını da anlatmıştım daha önce. Pek sever böyle tatlı tatlı çekiştirsin. Geldi “Ya o usta da bu sıcak suyu alıyor, ben zar zor ısıtıyorum; sanki tipi çekiyor.” Tipi çekmek de bu yağan kar olan tipi, onu çekiyormuş. Artık soğuk var gibi sıcak su peşinde mi demek istiyor,   ne demek istiyor anlayan beri gelsin. Hayır, tam anladım bunu bu manada söyledi diyorsun, ardından başka bir mana geliyor, apışıp kalıyorsun. Kolay mı CADK çözmek o kadar?!

Bir de abur cubura acır bucur demesi ve bulgura burgul demesi de gözlerden kaçmayan detaylar ama en fenası sonda.

Geçen yine bu gıcık usta, abladan manyak manyak isteklerde bulunmuş; çocuk gibi kaprisli zaten. Abla da demiş ki “benim gözümde herkes eşit; ona ayrıcalıklı davranamam” ablayı biraz daha zorlayınca o dillere pelesenk olan cümle çıkmış ağzından:

Onun ne farkı var ki? O da herkes gibi 7 aylık

Artık ablanın biyoloji bilgisinin zayıflığından mı, 2 tane aslan gibi oğluna hamile kalışının ardından uzun zaman geçmesinden mi bilemeyeceğiz ama tüm evrimi bir anda değiştirdi abla. Ablaya göre herkes prematüre. Ya da abla 2 ay geçe fark ettiğinden sonraki ayları saymış. 7 ay ediyor. E herkes 7 aylık işte.
Ablaya sorsan, bu sefer o sinirle 9 ay diyemedim diyor. O sinirle denmiyor işte bazı şeyler ne zorluyoruz biz de...

Abla yaa canımız. Geçenlerde bizi sevdiğinden odamıza pazardan aldığı kiviyi soymuş dilimizlemiş de getirmiş. Bir mutlu, bir ağlamaklı olduk ki anlatamam, sanırsın ekmeklerin karneyle verildiği zamanda abla bize avokado getirmiş; öyle bir heyecan.


Gelecek maceralarında görüşmek üzere…

2 yorum: